Archive for Ağustos, 2019


BIR KONFERANS ya da okuma seansindan sonra ne zaman izleyicilerle konuşsam, biri çıkıp bana “Bu fikirler aklınıza nereden geliyor? diye sorar. Bir kurmaca yazarinin bu sorudan kaçabilmesinin tek yolu en haşininden bir doğalcılığa sığınmak ve her türden hayal faaliyetine tövbe etmektir. Bilim Kurgu yazarları bundan kaçamadıkları için bazı mutat cevaplar geliştirirler: Harlan Ellison. “Schenectady’den geliyor,” der. Vonda N. McIntyre daha da ileri giderek Schenectady De bir fikir ismarlama merkezi bulunduğunu, yazarların buraya ayda beş, on, hatta (kelepir fiyatına) yirmi beş fikir icin
abone olduklarını açıklar; sonra pişmanlığını belirtmek için başına bir saplak indirip soruyu ciddi ciddi cevaplamaya çalışır. En küçük seyici biçimiyle sorulduğunda bile-“Bu tuhaf tuhaf fikirler aklınıza nereden geliyor?”- hemen her zaman soru gayet ciddidir, soran gerçekten öğrenmek ister.
Sorunun yanıtlanamaz olmasının nedeni ise, kurmacanın yazılışı üzerine en azından iki yanlış anlayış, iki efsane barındırmasıdır sanirim.

Birinci efsane: Yazar olmanın bir püf noktası vardır. O püf noktasını bir öğrenirseniz, hemen yazar olursunuz; püf noktası fikirlerin nereden geldiği olabilir.

İkinci efsane: Öyküler fikirlerden başlar; öykünün kaynağı fikirdir.

Birinci efsaneden elimden geldiğince çabuk kurtulacağım. Aranan “püf noktası”, beceridir. Eğer bir şeyin nasıl yapıldığını bilmiyorsaniz, bu şeyi yapanlar size sihirbaz gibi, ulaşılmaz sırların sahibi gibi gelebilir. Hayli basit bir sanatta, diyelim turta yapımında hemen hiç şaşmaksızın iyi sonuçlar sağlayabilen, yönteme dair bazı
öğretilebilir “püf noktaları” vardır; ancak ev işleri, piyano çalmak, elbise dikmek ya da öykü yazmak gibi karmaşık sanatlarda kimi öğretilebilir kimiyse öğretilemez olan o kadar çok teknik, beceri, yöntem seçeneği, değişken, o kadar çok “püf noktası” vardır ki bu sanatları ancak yöntemli, yinelenen, uzun süreli bir pratikle öğrenebilirsiniz – kısacası çalışmakla.
Bir kestirme arayıp da tüm o zahmetten kaçmak isteyen püf noktası meraklılarına hak vermemek elde mi!

Kuşkusuz herhangi bir sanatı öğrenme işi öyle zordur ki, (bir seçim şansınız varsa) özel bir yeteneğiniz bulunmayan bir sanat için fazla zaman ve enerji harcamak pek akıllıca olmaz. Pek çok sanatçının teknikleri, reçeteleri vs. konusundaki ketumluğu beceri sahibi
olmayanlarca bir uyarı olarak alınmalıdır: Bana işleyen sana işlemeyebilir, eğer
sen onu işlemezsen.

Okumaya devam et

Geçen hafta sırt çantamı özlediğim bir sabah hızlıca bir Cuma – Pazar planı yapıp düştüm yollara.

Okumaya devam et