Saat gece 02’ye geliyor. Uyumak için erken, film izlemek için geç bir saat. Bir gece öncesinde alkolün bokunu çıkarttığım için içesim de yok. Işıkları kapatasım var ama monitör karşısında boş boş bakmak istemiyorum. Tam bu sırada resmin bütününe baktığımda gözümde orta okul zamanlarımdan sahneler canlandı: sessizlikte uzaktan gelen uğultular, kafana kafana saldıran kargalar, cam kenarından geçerken seni içeriye çekmeye çalışan eller, mermin bittiğinde umutsuzca kaçmak… Şartlar (saat, alternatif plan azlığı), ortam (yalnız ve sessiz bir gece) ve geçmişe duyulan özlem seni kendiliğinden aynı adrese sürükler: Resident Evil.

Okumaya devam et